Ayşen Gruda’ya Aşık Olmak..

Share


Siyah beyaz televizyon günleriydi.. Elektrik İstanbul’da bir asırdır vardı.
Bizim köye her seçimde sandık geliyor, politikacılar şöyle bir uğruyor,
Ne hikmetse bir asır geçmiş ama elektrik gelemiyordu..
Bereket yaratıcı köylüm televizyonu traktör aküsüyle çalıştırıyor,
İstanbul’u kerpiç köy evlerine getiriyordu.
Bayılıyorduk haftada bir yayınlanan Türk filmlerine..
Kendimizi baş oğlanın yerine koyuyor, esas kızı kendimize yakıştırıyorduk.
Esas kız muhtemelen İstanbul’daydı. Ona ulaşmamız imkansızdı.
Bizde aşık olmak için esas kıza benzeyen köy kızı arıyorduk..
-*-
Film baş oğlan, esas kızın etrafında dönüyordu.
Onların sevdaları yanık, sevişmeleri iç gıcıklayıcıydı.
İkinci rollerde çirkin kızlar, yakışıklı olmayan erkekler rol alıyordu.
Bunların sevişmeleri acemice, aşkları ise çok komikti..
Onlar filmde zamanı doldurmak için var gibiydiler.
Baş oğlanın, esas kızın dertleriyle dertleniyor, üzülüyorlar,
Onların mutluluğuna ortak oluyor, kendi hayatlarını yaşamıyorlardı.
Hatta esas oğlanı kurtarmak için kendini kurşunun önüne atıyorlardı.
Dünya güzelin, yakışıklının üzerine kurulmuş gibiydi.
İşte bizim de Hülya Koçyiğit’in yüzünde ki ışıltıdan gözümüz kamaşıyor,
Ayşen Gruda’nın yüreğinde ki gerçek güzelliği göremiyorduk..
-*-
Muğla’da birlikte olduğu kız arkadaşını önce dövüp,
Sonra da öldüren katilin arkasından yazılanlar bana bunları düşündürdü.
Sosyal medya ülkemin gelişmişlik düzeyini ne de güzel yansıtıyor.
Bu olay da sosyal medya da tartışılıyor. Bir yığın abur cubur yorum.
İçlerinde tüylerimi diken diken edense şuydu;
Bazı kızlar katili çok yakışıklı buluyor ve aşk mesajları yazıyorlarmış..
Vay arkadaş.. Katilin biri senin hemcinsini bıçakla doğramış, öldürmüş.
Sen bir pisliğe ağzı, burnu düzgün diye aşk mesajları yazıyorsun..
Bu nasıl bir akıl tutulmasıdır. Bu nasıl bir .. nasıl bir..
Bazen sözcükler de yetmiyor bir şeyleri anlatmaya..
-*-
Diyeceğim o ki,
Yakışıklının, güzelin prim yaptığı sanal dünya da,
Ayşen Gruda’nın yüreğinde ki güzelliği,
İlyas Salman’ın özünde ki mertliği,
Onların insanlığı kucaklayan gerçek sevdasını görebilseydik..
Güneş kadar Ayı’da, yıldızlar kadar bulutları da sevseydik,
Gündüz kadar, gecenin renklerini de sevseydik,
Gül kadar dikenleri de anlayabilsek, sevebilseydik..
Çocuklarımızı bu bilinçle yetiştirseydik,
Bugün gerçek dünyamız daha mı güzel olurdu, ne dersiniz..

Hasan Aksoy 

Leave A Reply