İnsan bir kere doğuyor.. Ve tekrarı da yok.. Her yıl kutlanan güne “yaş günü” demek daha sıcak geliyor bana. “ Ekinler boy atmıştı, o sıralar doğdun “ der, anam benim için.. Ben yaştakilerin doğum tarihi ekinler yeşerincedir, kuzular doğuncadır, harman zamanıdır. Yani doğadır zaman, hayatın gerçekleridir tarih.. Doğduğu tarihte nüfusa yazdırılanımız çok azdır. İşten güçten babaların yolu ilçeye ne zaman düşerse artık.. Misal bizde ben, kardeşim, amcamın dört çocuğu ne hikmetse ikişer gün arayla doğmuşuz. Aralarında bir yaş fark olan kızlar ikiz yazılmış.. Malum feyisbuk arkadaşların doğum tarihlerini hatırlatıyor. Bir bakın, nerdeyse yarımız ayların ilk gününde doğmuş.. En çok da 1 Ocak tarihinde. Ne hikmetse..
-*-
“ Benim hiç yaş günüm olmadı. Ya bizim köy keşfedilmemişti, ya da pasta icat edilmemişti “ demişim bir yazımda. Bizim oralarda insanlar pasta bulamadıkları için yufka, ekşili ekmek yiyorlardı.. Pasta yoksa üflemek için mum da yoktu. Bu sebeple biz çocuklar uyumadan kim söndürecek kavgası yapıyor, gaz lambasına üflüyorduk.. Yaş günümüz yoksa, ışıltılı ambalajlarda hediyemiz de yok demekti. Babamızın ağaç dalından yaptığı atımız vardı, biz koştukça şaha kalkan..
-*-
Yıllar herkes için ayrı anlam yükleniyor. Kimimiz bir yaş büyürken, kimimiz bir yaş daha yaşlanıyor. Çocukluğumuz, gençliğimiz adı okul olan hapishaneler de geçti.. Sonra askerlik, sonra bir iş sahibi olma telaşı.. Hep erteliyoruz hayatı, bir gün yaşarız umuduyla.. İnsan hep kendinden fedakarlık ediyor.. Kırılıp dökülüyor, başkalarını kırıp döküyor farkında olmadan. Ah yaşamayı, sevmeyi, aşkı öğretseler ya okullarda.. Ellili yaşlara vardığında insan böyle düşünmeye başlıyor. Artık geriye çeviriyor yüzünü.. Yılların heybesinde hüzün.. Yanı başında cıvıl cıvıl bir yaşam akarken sen geçmişte, anılar da teselli arıyorsun. Dostluklar, arkadaşlıklar eleniyor. İnsan kalburun gözlerini geniş tutuyor bu yaşlarda.
Geçenlerde yaş günümdü. Zahmet edip mesaj yazan, kutlayan dostlara beğen tuşuyla baş parmak işareti göndermeyi saygısızlık gördüğüm için bir yazıyla teşekkür etmek istedim. Eh yazar çizerin teşekkürü de böyle uzun oluyor işte.. Bakmayın kusuruna.. Bu arada, belki atlarım, unuturum diye bugünden hepinizin peşiiin peşin yaş gününüzü kutluyorum. İyi ki doğmuşsunuz, iyi ki varsınız..
-*-
Bir şiirimizden dizelerle bitirelim şu yaş günü muhabbetini;
“ Bilesiniz ki dostlar
Değil,
Umurumda bile değil
Ne geçen yıllar
Ne giden ömür
Ah diyorum gitmeden
Görsün isterim
Ah, görsün bu gözler
Pasta yiyemese de
Aç ve açık
Kalmadığını
Bir tek çocuğun bile.. “
Hasan Aksoy