Browsing: Hasan Aksoy Yazilar

KÖY ŞİİRLERİ – 1

KÖY ŞİİRLERİ – 1 ( Değerli dostlar, herkese selam. Öncelikle yazı-çizilerime, beğeni ve yorumlarınızla verdiğiniz desteğe, gösterdiğiniz ilgiye çok teşekkür ediyorum. Bu şiir serimizde dünden bugüne köyü, köylünün çileli yaşam serüvenini dizelere dökmeye çalıştık. Kimi gülünç, kimi acı, kimi baskıcı, acımasız yaşantılar.. Bir kısmını yaşadım, bir kısmını ailemden, doğup büyüdüğüm köyde ki büyüklerimden dinledim.. Ülkenin…

Bişey Olmaz Geçer Hastanesi..

( Bişey Olmaz Geçer Hastanesi ) Bir hastane düşünün ki doktor, hemşire, teknisyen, laborant yok. Acil servis, ameliyathane, hasta odaları yok. Ambulans, cihazlar, alet edevat yok. En önemlisi hastane binası yok. Bu hastanede öyle devlet hastanelerinde olduğu gibi sıra, kuyruk, randevu filan da yok. Gidiyorsun, anında tedavi. “Yahu bu nasıl hastaneymiş?” dediğinizi…

Kadın Eli..

-*- Bir dünya düşlerim Aç, açık değil çocuklar Kirli savaşlarda kaymıyor yıldızlar Ve annelerin gözünde gülyaşı.. Soyu tükenmiş arsız, hırsız, uğursuzun Adalet, eşitlik diz boyu Taciz, tecavüz silinmiş yeryüzünden Yaşanıyor sevdalar korkusuzca Zindanlar müze, kuşların kanatları rüzgar Balıklar mavi, gökyüzü yağmura gebe Gün eksilmiyor üzerimizden Emek baş tacı, alın teri kutsal ve fışkırıyor topraktan…

İnsanı Hayvandan Ayıran..

İnsanı hayvandan ayıran, duygu sahibi olması değildir, Güya deli gibi sevdiği birinin yüzüne kezzap atmasıdır. -*- İnsanı hayvandan ayıran, gelişmiş beyni değildir, Kendini diğer canlılardan üstün gören aşağılık kibridir. -*- İnsanı hayvandan ayıran, ateşi bulması değildir, Bu ateşle hemcinsini, hayvanı, bitkiyi canlı canlı yakmasıdır. -*- İnsanı hayvandan ayıran, aletleri icat etmesi değildir, O aletlerle vahşice…

İşçiydi Benim Babam

– Buğday başağı kaş, pala bıyık Çokça emek, okkalı alınteri Ve elinde kat kat nasır gülleri Kazandığı her kuruş helalinden Babamdan bilirim ben işçiyi -*- İşçiydi benim babam Ya emek hırsızı bir patron Ya halkını aldatan bir siyasi Ya ruhu kanlı işkenceci olsaydı Şanslıyım diyorum Oğlu olduğum için bir işçinin -*- Kimine atasından mal, mülk…

Bir Bankın Dilinden…

Bizi daha çok parklarda, otobüs terminallerinde, tren garlarında, sahillerde yani kamusal alanlarda görürsünüz. Metal, plastik, beton olanlarımız da vardır, ama en çok ahşaptan yaparlar bizi. “Park kanepesi, sokak mobilyası” da derler, ancak çoğunlukla “bank” dersiniz bize. Oturak, yaslanmanız için arkalık ve kolluklardan ibaret basit bir eşyayız. Bazılarımız da arkalık, kolluk olmaz, sırt sırta da oturabilirsiniz.…

Sizin Lakabınız Yok mu?

Sizin köyü bilmem ama bizim köyde hemen herkesin lakabı vardı. Misal benimki Küs Küs Hasan’dı. Lakaplar belli bir merkezden, yasa gereği verilmiş unvanlar değildi. Köylünün değişik sebeplerle birbirlerine yaptığı yakıştırmalardı. Lakaplar genelde çocukken ya da ilk gençlik dönemlerinde takılmış, farklı şekiller de ortaya çıkmıştı. Kimine bedensel kusurlarından dolayı kel, kör, topal, çolak, dilsiz, sağır, kambur,…

Köylü Tercüman

Fatma bu köye at üstünde gelin geldiğinde, on yedi yaşına yeni basmıştı. Köy demek, toprak demekti. Oysa avuç içi kadar toprağı olmayan, yoksul bir aileye gelin gelmişti. Kaynana, biri evli iki kayını ve görümcesi ile iki oda, mutfak ve hayvanların ahırından oluşan kerpiç bir evde, tüm aile birlikte yaşayacaklardı. Fatma, gelin olmanın mutluluğunu yaşıyordu…

Şaşırmadım..

Şehirler arası otobüs yolculuğu.. Çevirme var, asayiş ekipleri kimlik kontrolü yapıyor.. Önümde yetmiş yaşın üzerinde bir amca.. Molalarda eşlik ediyorum, otobüsü şaşırıyor.. Herkes kimliklerini çıkarıyor, amca da epey arandı. Gelen memura kimliğini uzattı. Memur; “ Tamam amca, gerek yok “ dedi.. Belli ki o yaşta bir adamı tehlike olarak görmüyordu. Ertesi sabah bir haber; “…

Hadi Canım..

Hanım, “ Mahalleye yeni bir market açılmış, eleman alıyorlarmış, bir sor bakalım “ dedi. Markete gittim, içini dolaştım, raflarda ki ürünlere baktım. İster inanın, ister inanmayın, ürünler dile gelmiş, şakııır şakır konuşuyolar.. Pirinç, Amca, dedi, ben Mısır’dan geldim.. Buğday’ Abi, dedi, ben Rusya’dan ithal geldim. Çay, Dayı, dedi, ben Sri Lanka’dan geldim. Bakla, Abey, dedi,…