Yol Kenarı Öyküleri – 1 (Çöp)

Share

 
 
Hep yolun, yolcuların hikâyeleri anlatılmıştır; edebiyatta, sinemada.
Oysa yolları yol yapan etrafında ki sınırlardır, bariyerlerdir, çizgilerdir..
Bu seride ki öykülerimiz sınırların, çizgilerin dışına, yani yol kenarlarına aittir.
-*-
Sayfamı takip eden, arada göz gezdiren dostlar bilir, yazı çizilerimde “ torpağ, illa da torpağ” deyip durmuşumdur. Otuz yıl insanla ilgili bir iş yapıp, canından bezdikten sonra emekli olup, doğduğumuz topraklara döndük; Malatya’ya. Boş oturmak bana göre değil, merkezin dışında, yol kenarında bir kayısı bahçesi edindik. Elli küsur yaşımızdan sonra çiftçilik öğreniyoruz. En yakın komşum bir kilometre uzaklıkta, memnunum bu durumdan. İnsan harici yeni dostlar edindim; sincap, karga, tavşan, tilki, sahipsiz kediler, köpekler, yılan, akrep, karınca, arı, bilumum böcekler.. Sağ olsunlar, beni yalnız bırakmıyorlar.
-*-
Evet, yol kenarındayız. Yüzlerce, binlerce araç geçip gider; vızır vızır. Otobüs, tır, kamyon, traktör, binek araçlar vs.. Yollarda envayi çeşit, marka araçlar, yol kenarları ise rengârenktir. Araçlardan fırlatılan çöplerin oluşturduğu bir tablodur bu. Neler mi atılır araçlardan, işte bazıları; pet şişe, bira şişeleri, yiyecek ambalajları, yemek artıkları, kirli çocuk bezleri, otomobil lastiği, çiş doldurulmuş pet şişeler, sigara paketi, izmarit, bozuk, eski kişisel eşyalar vs..
-*-
Bu çöplerin toplu taşıma araçlarından yani otobüsten, minibüsten atılma imkânı yok. Binek araçlardan atılıyor. Binek aracı olan zengin, hadi zengin demeyelim, hali vakti yerindedir bu ülkede. Yani atılan bu çöpler onlara aittir. En çok da erkeklere. Çiş dolu pet şişeler kadınların işi olamaz. Erkeği gibi, zenginin kadını da görgüsüz kardeşim. Çocuğunun kirli bezini yumak yapmış fırlatmış yol kenarına.
-*-
Çöpler çevreyi kirletmekle kalmıyor. Yol kenarına atılan izmarit ya da mercek görevi gören şişeler sayesinde kuru otlar tutuşuyor, yangınlara sebep oluyor. Hele yaz sıcağında itfaiye araçlarının iniltisi dinmek bilmiyor. Binlerce börtü böcek alevler içinde, cayır cayır yanıyor. Arada temizlik görevlileri geliyor bu yazı yabana. Ucu sivri sopalarıyla çöpleri topluyorlar. Yardım ediyorum bazen onlara. Bu çöpleri atanlara ettikleri bedduaları, salladıkları sinkaflı küfürleri ne ben yazayım, ne siz duyun..
-*-
Baktığında bilmem kaç şeritli yollar, yollarda bin bir çeşit, gıcır gıcır lüks araçlar.. Oysa ne yoldur, ne de zenginliktir medeniyetin, gelişmişliğin ölçüsü. Yol kenarıdır, yol kenarına atılan çöplerdir bunun ölçüsü.. Şimdi diyeceksiniz ki “çöpü de zenginlere bağladın ya, helal olsun sana.” Ama öyle kardeşim, atılan ambalajların markalarını bir görseniz, fukara ne onları içebilir, ne de yiyebilir.
Biz gene doğru bildiğimizi söyleyelim ve diyelim ki “yoksul yaşayın kardeşim.“ Zenginseniz bile hiç olmazsa yoksulmuş gibi yaşayın. Atmayın çöplerinizi yol kenarlarına. Doğanın hatırı, çocuklarımızın geleceği için.
Hasan Aksoy

Comments are closed.