İlk önce bir tekerlek paylaştılar,
Sonra egsoz,
Derken bir akü,
Da sonra direksiyon,
Daa daa sonra tampon..
Bütün ülke merak ve heyecan içindeyiz..
Acep bunlar neyin parçaları ola ki..
Uzay mekiği olmasın, ya da füze..
Yoksa yoksa o mu.. Aman Allah’ım..
Derken son bir foto daha;
Bir garajda birkaç babayiğit ve birkaç resmi zerzavat..
Arkalarında ise brandayla örtülü bir otomobil..
“ Babayiğitlerin yerli otomobili.. “ Ve yıl 2020..
-*-
Benim ki cahillik, bu güne kadar Reno’yu, Muro’yu, Fiyat’ı yerli malı sanırdım iyi mi. Meğer sokakta, caddede, yollarda gördüğümüz milyonlarca otomobil ecnebi malıymış.
Meğer yerli malı haftasında hıyar, karpuz yiyor ama ecnebi malı araca biniyomuşuz.
Benim gibi çocukluğu köyde geçenler bilir, oyuncak arabamızı kendimiz yapardık. Hemi de telden, tahtadan, çamurdan.. Otomobil diyemez, “ Tomofil “ derdik.
Şimdiler de sanayide ki hangi tamirciye girsen,
“ Ustacım bana şu şu özellikler de bir otomobil yap “ desen, haftaya hazır ederler. Hemi de borudan, tenekeden, suntadan..
Bunca şamatanın, gürültünün ne alemi var, ayıptır yahu..
Sonra el ne der “ görmemişin bir oğlu olmuş, … “ tövbe tövbe..
*
Efendim, yürüyen bu yerli otomobili ilk olarak Reyiz kullanacakmış. Ve 3. köprüden geçecekmiş.. Aman ne şaşırdık, ne şaşırdık.. Bu memlekette açılışları, ilk sürüşü hep reyizler, vekiller, müdürler yapar..
Ah be canlarım, ne olur bir açılışı, ilk sürüşü de ona emek harcamış, alın teri dökmüş bir emekçi kardeşimiz yapsa..
Bir de bu garipler sevinse, tarihe geçse..
Neyse, Fatih Altaylı abimiz bu yeni otomobilin tanıtımını beğenmemiş. Ve “ Beyaz boyalı, gri kepenkli bir garajda, floresan ışığı altında, yaka bağır açık özensiz bir fotoğraf olmaz.“ dimiş.. Hadi bir öneri de bizden gelsin. Bu tomofilin ilk sürüşünde kaset çalara ustaya tapan İpraam Tatlıses abimizin bir kasetini koysunlar. Ve şu favori şarkıyı çalsınlar;
“ Yellah şöfooor yellaaahhh, ne duriysaaaannn… “
Hasan Aksoy