Siz hiç yıllar önce vefat etmiş bir arkadaşınızın
sosyal medya hesabına baktınız mı? Ben baktım.
Son paylaşımı vefatından 3 gün önceymiş..
Son günlerine ait bir de fotoğraf..
Yaşamın solgun renkleri bu son fotoğrafında donup kalmış..
O günlerde bile hayattan kopmamış, umudunu korumuş..
-*-
Evet, ölen bir dostumun sosyal medya hesabına gittim.
Bakıyorum geçmiş paylaşımlarına.. Kimi ortak anılarımız..
Sosyal medya sayesinde kayda geçmiş..
Biz unutsak ta, böyle zamansız gitsek te bir süre yaşayacak..
Ölümünden tam 2 yıl sonra birisi doğum gününü kutlamış..
Belli ki haberi olmamış öldüğünden..
Neylersin, bu kadar oluyor sosyal medya arkadaşlığı..
-*-
Düşünsenize, öldükten yıllar sonra
bir dostunuz sosyal hesaplarınızda sizi arıyor..
Düşünsenize, ölen birinin telefonunun acı acı çalmasını..
Öldükten aylar sonra adına bir zarf gelmesini..
Ne acıdır kim bilir..
“ Ayrılık ölümden beter ”, diyorlar, ne büyük yalan..
Hem ayrılıklar niye ölüm olsun, dostça olsun yeter..
Herkes gitsin yoluna..
Kim ne derse desin, yok ölümden ötesi..
-*-
Ölümden söz ediyorum diye kızmayın bana..
Bugün her şeyimizi paylaştığımız sosyal hesaplarımız var ya,
Onlar da bir gün bizim gibi mezar olacak..
Yıllar sonra bir dostun akılına geleceğiz..
Ve ziyaret eder gibi mezarımızı, şöyle bir göz atacak..
Masrafsız, zahmetsiz.. Oturdukları yerden, bir tuşla..
-*-
Yıllar önce ölen arkadaşımın son paylaşımı mı?
Kazım Koyuncu’dan bir şarkı;
“ İşte gidiyorum, bir şey demeden
Arkamı dönmeden, şikayet etmeden..”
Hasan Aksoy