Siz hiç başkasının eskilerini giydiniz mi, a dostlar..
Ben giydim.. Liseye başlamıştım.
Okul kıyafeti diye babamın eskiciden aldığı,
solmuş, yıpranmış, kırış kırış bir ceket giyiyordum..
Hiç kimseyi böylesine kıskanmadım,
parlak bir kumaştan ceket giyen,
babası Almancı bir hergeleyi kıskandığım kadar..
-*-
Batıdakiler doğuda ki ihtiyaç sahiplerine eski kıyafetlerini gönderdiler, yardım diye..
Bir beyfendi artık giymediği eskilerini verdi, apartmanın kapıcısına..
Batıda ki öğrenciler, doğuda ki öğrencilere eski kıyafet ve oyuncaklarını gönderdiler, kardeş okul projesi kapsamında..
Bir hanfendi yeni kıyafetlerine yer açmak için dolabında, eskilerini verdi merdivenci kadına..
Yardım kuruluşları türedi, eskileri toplayıp ihtiyaç sahiplerine ulaştırmak için, vakıf, dernek adı altında..
Gelişmiş ülkeler yardım diye toplayıp, eskilerini gönderdiler, geri kalmış ülkelere..
Velhasıl,
Kimi, insani yardım, dedi,
Kimi, sosyal yardım kampanyası,
Kimi, geri dönüşüm, dedi adına,
Eskilerini bağışladılar başkalarına..
Yani, yoksula, muhtaca, ihtiyacı olana..
Böylece sevap işlediler kendilerince,
Belki de satın aldılar öbür dünya da cenneti..
Oysa örtmek istediler,
kurdukları adaletsiz düzenin
bir sonucu olduğu gerçeğini..
-*-
Siz hiç başkasının eskisini giydiniz mi, a dostlar..
Ben giydim, henüz lise bire gidiyordum..
Ergendim, şık ve yakışıklı görünmek istiyordum..
Neylersin, eskiciden alınmış bir ceket giyiyordum..
Oysa, parlak ceketler giyiyordu, babası Almancı bir hergele..
Sırf bu yüzden ona bakıyordu sınıfın güzel, aptal kızları..
O gün bugün, nerde bir yardım haberi görsem,
içinde “ Eski “ lafı geçen,
babamın aldığı o kahrolası ceket gelir aklıma..
Sonra lime lime doğramak isterim,
Eski adına ne varsa..
Hasan Aksoy