Çocukluğumuzda,
Köy evlerinin ahşaptan kapılarını tekmeleyip, çökelek kokan ellerini öptüğümüz büyüklerin vermiş olduğu çay şekeri demekti bayram,
Babamızın şehirden aldığı, daha kalıp saçakları üzerinde duran Angara Lastiğinden ayakkabı demekti bayram,
Şehirli çocukların yaz tatilinde köye geldiklerinde bize verdikleri yıpranmış Zagor, Teksas, Tommiks kitapları demekti bayram,
Anamızın sac üstünde yaptığı ekşili ekmeğe tereyağı veya salça sürüp, öğlen yemeği niyetine elimize tutuşturması demekti bayram,
Biz köy çocuklarının harmanlıkta yırtık bir plastik top peşinde futbolcu olma hayaliyle koşması demekti bayram,
Babamızın şehre gidince gazeteden yapılma kesekağıdı içinde getirdiği mis kokulu portakal demekti bayram,
Kışın cizlevet çizme içinde morarmış minicik ayaklarımızı, içinde tezek yanan teneke sobaya tutarak ısıtmak demekti bayram,
Komşuda traktör aküsüyle çalışan siyah beyaz televizyonda, güçlüyü, yalancıyı, sahtekarı – biraz da şansının yardımıyla – alt eden Kemal Sunal’ı kahkahalarla izlemek demekti bayram,
Ailecek, aynı tencereye kaşık sallayıp, karın doyurmak demekti bayram,
Yakınların mezarını ziyaret edip, mezarların üzerine kuşlar için yem bırakmak demekti bayram,
Ağaç dalından atımıza atlayıp, tozu dumana katmak demekti bayram,
Akşam olduğunda köy evimizin toprak damında sırt üstü yatıp, arkasında izler bırakarak giden bir uçağın gökyüzünden geçmesini izlemek demekti bayram,
Başkasının tarlalarında çalışmaktan, yorgunluktan, bıkkınlıktan başımızı okşamaya bile fırsat bulamazken ana-babamız, kendini mesleğine adamış bir öğretmenin “ aferin “ diyerek başımızı okşamasıydı bayram,
Kar yağdığında bir yokuştan aşağı tepe-taklak kayarak yarışmak, yuvarlanmak demekti bayram,
Anamızın yorgan yüzünden artan bezden, kendi elleriyle diktiği pantolonu giyip hava atmak demekti bayram,
Kümesten yürüttüğümüz yumurta karşılığında, babası Almancı bir çocuğun bisikletine rica-minnet binmek demekti bayram,
Yani,
Çocukluğumuzda bizim,
Ne dini yanı vardı bayramların,
Ne de resmi tarafları..
Bayram dedikleri, biz çocukların,
Minicik şeylerle kocaman sevinmesi demekti..
Hepsi o kadar..
Hasan Aksoy